Suruç katliamında parçalanan gencecik
çocuklarımızın cesetleri üzerinden siyasi çıkar elde etmeye
çalışanlar er veya geç halka hesap verecek.
Öyle revnaklı cümlelerle, romantik lakırdılarla, hülasa,
panayır hokkabazları gibi kırk takla atmakla
yırtamazlar.
Tehditle şantajla da hiçbir şey elde
edemezler.
Hele hele vesayet karşıtı özgür medyayı hedef göstermekle, Star
gazetesine bomba koymakla hiç kurtulamazlar.
Kaçarı yok, hesap verecekler!
***
Türkiye'yi IŞİD destekçisi gösterme
gayreti içinde olanların nasıl “mahcup”
olduklarını görüyorsunuz.
“Mahcup” dediğim lafın gelişi, rezil rüsva
oldular.
Mesela, Can Dündar, Suruç katliamında çocuklarımızın cesetleri daha
soğumadan “Türkiye IŞİD'i destekliyor” yaygarasına
başlamıştı.
Çok geçmeden “meyvesini” de aldı: Bir askerimiz ve
iki polisimiz kahpece katledildi…
Bu vebalde elbette yalnız değildir.
Türkiye'yi, terörü destekleyen ülke olarak gösterebilmek için
dünyanın her yerinde lobi faaliyetleri yapan “paralel çete”
mensuplarıyla beraberdir.