CHP Genel Başkanı'nın 3 ay boyunca faturasını ödemediği
elektriği malumunuz kesildi.
Peki elektrikleri kesilmeseydi, daha ne kadar ücretini ödemediği
elektriği kullanmayı sürdürecekti?
Kesilene kadar mı?
Anlaşılan öyle, sürgit kullanacaktı.
Sevgili Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Hanım ile 1 hafta karanlıkta
oturacağını söylediğine göre, demek ki 1 hafta sonra faturayı
ödeyecek.
Soru şudur:
Nasıl ki elektriği kesilene kadar kullandı, "eylemi" amacına
ulaşıncaya kadar da karanlıkta kalması gerekmez miydi?
Söz konusu "eylemi" kaçak elektrik kullanmaktan farklılaştıran,
yakalanınca veya elektrik kesilince de "eyleme" devam etmek değil
midir?
Yanlış anlaşılmasın, maksadım, söz konusu "eylemi"
itibarsızlaştırmak değil.
Sevgili Kılıçdaroğlu'nun zihin dünyasındaki "kaçağı" anlamaya
çalışıyorum.
Z kuşağını "tavlamak" için böyle yapmış olabilir mi? Şayet
niyeti buysa, bence karavana!..
Zira malum kuşağın gözünde, elektriklerin kesilmesine neden olduğu
için karanlıkta oturmaya mahkûm olan bir insan evladı "kahraman"
değil, "ezik" hükmündedir.
Bile isteye karanlıkta oturmayı "fedakâr" tesmiye etmezler, "enayi"
derler.
Bununla da kalmaz, "Geceliği 100 bin TL otele veriyorsun da 3 aylık
1030 TL'lik elektrik faturanı neden ödemiyorsun?" diye
sorarlar.
Sevgili Kılıçdaroğlu'nun zihin dünyasını gerçekten de merak
ediyorum:
Vatanı için can vermeyi bile anlamakta zorlanan, amaçları
eğlenmekten ibaret olan, hayatı çizgi film tadında yaşayan,
diğerkâmlık nedir bilmeyen bu bencil, bu vefasız, bu hedonist
kuşağı, 1 hafta karanlıkta oturmakla kendisine "borçlandıracağını"
mı sanıyor?
Ne yani, "Yazık lan, bizim için 1 hafta karanlıkta kalmıştı, şuna
oy verelim..." mi diyecekler?