Eskiden ne kadar hacimli olursa olsun beğenerek okuduğumuz
kitapları "Keşke hiç bitmese" dercesine elimizden bırakmazdık. Aynı
şekilde, en az iki saat soluksuz dinlediğimiz konferanslar hakkında
"Keşke biraz daha uzun olsaydı" derdik.
Şimdi öyle mi ya! Sosyal medya "içerik tüketicilerinin" iki üç
sayfalık yazıya veya 45 dakikalık konuşmaya bile tahammülleri yok.
Üstelik söz konusu içerikleri çok beğendikleri hâlde!
Zira, "Çok güzel yazıyorsun, bayılıyorum seni okumaya ama ne olur
kısa yaz..." diyenden "Harika konuşuyorsun ama lütfen az konuş..."
diyene kadar gırla gidiyor.
Bunların hâli Woody Allen'ın bir esprisine ne çok
benziyor. Bir farkla ki, Allen o esprisinde çok berbat bulduğu
yemeklerin çok az olduğundan şekvacıydı, bunlar çok beğendikleri
"içeriklerin" uzunluğundan şikâyetçi.
Güzelin çokluğundan...