İsrail'in Gazze'de çocukları paramparça ettiği,
masum Gazze halkını soykırımdan geçirdiği süre boyunca kimi
aydınlarımız, yazarçizerlerimiz ve hatta "din adamlarımız"
sayesinde İran'ın (Evet İran'ın, İsrail'in değil) nasıl bir şeytan,
bölge için nasıl bir bela ve ne korkunç bir tehlike olduğuna dair
çok etkileyici bilgiler edindik.
Müstefit olduk, dahası müthiş aydınlandık.
Meğer İsrail'e düşmanmış numaralarına yatan İran,
gerçekte "danışıklı dövüş" yapıyormuş. Vekil güçlerinden
Yemen'deki Ensarullah'ı (Husiler) ve
Lübnan'daki Hizbullah'ı da "İsrail'in önünü açmak
için" kullanıyormuş.
İran'ın sinsi planları hususunda halkımızı aydınlatmak kervanına
çok değer verdiğim, müstafi amiralimiz Doç. Dr. Cihat
Yaycı da katılmış.
Bir konuşmasında aynen şöyle diyor:
"1979'da İran İslam Devrimi yapıldığında Humeyni nerdeydi diye
sormak lazım. Paris'te... Sürgündeki hükümet nerde kurulmuştu?
Paris'te kurulmuştu... Fransız Hava Yolları uçağıyla Tahran
Havalimanı'na inmiş ve ilk söylemi şu olmuştu: 'Siyonist İsrail'i
haritadan sileceğiz.' Ondan sonra hatırlarsanız çarşaf çarşaf
böyle...