Daha dün "Sanatçılar Girişimi" imzasıyla Mehmetçiğin teröre
karşı verdiği savaşı (Saray Savaşı diyerek) mahkûm ediyordu.
Yani..
ABD taşeronu örgütün "hendek terörünü" (sonuç itibariyle)
arkalıyordu.
Şimdilerde "Akşener güzellemeleri" yapıyor.
Kim mi?
Ataol Behramoğlu.
Şair, solcu, sosyalist, Atatürkçü, Cumhuriyet yazarı, Çehov'un bir
kahramanının ifadesiyle "ve daha bir sürü."
En son da, Akşenerci.
Bakınız ne demiş Akşener için: "Sahnede pırıl pırıl, apaydınlık bir
kadın konuşuyor... Samimi, bilgili, açık sözlü, zarif. Slogandan
uzak, cesur, esprili..."
İşte böyle...
Adı "yandaşa" çıkan hiçbir yazar Erdoğan'a bu denli "güzelleme"
yapamadı.
Belli ki, Ataol B. ilerlemiş yaşına rağmen oldukça "kıvrak" bir
insan.
Hem PKK'nın o "hendek terörünü" arkalayıp hem Akşenerci olmak
belirli bir "kıvraklık" ister çünkü.
Belki de istemez.
Zira Akşener'in ne düşündüğünü veya nereye evrildiğini
bilemiyoruz.
IKBY referandumu veya PKK'nın Suriye koluna ABD'nin binlerce
TIR'lık silah vermesi hakkında ne düşünüyor, bilemiyoruz.
Bizim bildiğimiz tek şey: "Yurtta sulh cihanda sulh" sloganıyla
yola çıkmış, "Başbakan olacağım" demişti.
Olamadı.
"Yurtta Sulh Konseyi" 15 Temmuz'da başarılı olamayınca, "pırıl
pırıl, apaydınlık, bilgili ve açık sözlü" Akşener'den, geriye şu
veciz ifadesi kaldı:
"Cemaate bir mensubiyetim yok, olsa gururla söylerdim..."