Sen kalk, hem başbakanlık rüşvetini kabul etme, hem
“yüzde 60'lık blok” coşkularını kursaklarına tıka,
hem de “şerefsizler” de!
Zordur, çok zor.
Gerçekten de, MHP Genel Başkanı Sayın
Bahçeli'nin “şerefsizler”çıkışıyla hedeflediği
güruhun alınganlık gösterileri gayet doğal.
Bunlar alınganlık göstermeyecek de kim gösterecek!
Gelgelelim…
Sayın Bahçeli, Sayın
Kılıçdaroğlu vekaletiyle teklif edilen başbakanlık
“rüşvetini” kabul etseydi bu kadar alınmayabilirlerdi.
Sayın Erdoğan ve AK
Parti karşıtı bir hükümetin kurulması hatırına
“şerefsizler” ifadesini belki de sineye
çekebilirlerdi.
Şayet…
“Erdoğan'ı artık bitirdik, karşısında yüzde 60'lık blok
var” coşkularını yıkmasaydı, “şerefsizler” tepkisini
duymazlıktan gelebilirlerdi.
Bu arada hazır yeri gelmişken söyleyeyim: Söz
konusu güruhun MHP'yi HDP ile toplamaları,
sosyolojiyi bile iplemeyecek kadar azgınlaşan benciliklerinin veya
küstahlıklarının ifadesinden ibarettir.
Böyle şapşal toplama işlemi olur mu?
Mesela, geçen gün HDP'li
milletvekili Ertuğrul Kürkçü, BBC'ye konuştu;
spikerin, “Barış istiyoruz diyorsunuz ama PKK saldırılarını
kınamıyorsunuz. Bu şekilde barış mümkün mü?” sorusu
karşısında kıvrandı, kızardı ve PKK'ya tek
kelime etmeden, bütün sorumluluğu devlete, askere ve polise
kesti.
İmdi, soralım: HDP milletvekili bu şahısla, MHP milletvekili
(sözgelimi) Prof. Ümit
Özdağ'ı veya Semih
Yalçın'ı nasıl toplayacaktınız?