ldukça saf biriyim, hiç “uyanık” sayılmam. Zaten uyanık olsaydım
bu yazıyı yazmazdım.
Lakin “salak” da sayılmam!
Yüksek matematiğim 100'dü. Hiç durmadan en az üç saat konferans
verebilirim “Kuantum fiziği” hakkında.
Yine de alışveriş yaparken bir çocuk bile rahatlıkla “kazıklar”
beni.
Yeteneklerim çok sınırlı. Mesela, hiçbir espriye düşünürken
gülemem.
Bir yaprağın düşüşünü 20 farklı şekilde anlatan usta yazarlar
vardır, ben anlatamam.
Yaprak düşer; ben en fazla ağlarım!
Hiç cesur değilim.
Şimşek çaksa hâlâ rahmetli anamın kucağını ararım! Köpek fobim
dillere destan! Şayet yayan yürürsem, ceplerimi taş doldurmadan
geceleyin eve varamam.
Uçakla seyahatten hiç hazzetmem. Dostoyevski'nin, Budala romanında
Prens Mişkin'e söylettiklerini, “giyotin” yerine “uçak” koyarak
düşünürüm. Herkes seyahat eder ben giyotine kellemi uzatırım.
Cesur değilim dedimse, yanlış anlaşılmasın.
İnandığım davada, bütün bir yeryüzü bir olup giyotinleriyle, azgın
köpekleriyle üzerime gelse, milim sapmam.