Salih Tuna Sabah Gazetesi

Beni bitirdiler demişti

Dolarla molarla hiç işi olmazdı. Zaten kıt kanaat geçinirdi. Ama müthiş coşkulu bir adamdı. O kadar ki.. Bugün aramızda olsaydı, sırf protesto etmek için bir yerlerden borç harç bulduğu parayla...

18 Ağustos 2018 | 3.402 okunma

Dolarla molarla hiç işi olmazdı. Zaten kıt kanaat geçinirdi. Ama müthiş coşkulu bir adamdı.
O kadar ki..
Bugün aramızda olsaydı, sırf protesto etmek için bir yerlerden borç harç bulduğu parayla önce dolar alır sonra da TL'ye çevirirdi.
Biraz daha kaptırsa, o dolarların gözünün yaşına bakmaz, çatır çatır yakardı.
Hiç unutmam, bir gün omuzları çökmüş vaziyette yanıma geldi.
Hayırdır, demeye kalmadı, "beni bitirdiler" diyerek anlatmaya koyuldu!

*** Bir yerde bilmem kaç taksite yüzde bilmem kaç indirim olduğuna muttali olunca, çocuklarının kaç zamandır istediği bilgisayarı alacağını düşünerek heyecanlandı.
Peşin ödeme yaparsam daha ucuza alırım düşüncesiyle sordu: "Peşin kaça olur?"
"Peşin ödemede indirim yapamıyoruz efendim" karşılığını alınca şaşırdı. "İyi, ne yapalım, taksitli olsun" deyince de kredi kartı soruldu.
Yoktu!..
Daha önce ödemeyi geciktirdiği için bedelini felaket ödemiş, bir daha da kullanmamaya yemin etmişti.
Sonuçta, kredi kartının yokluğu sayesinde mezkur kampanyadan kurtuldu.
Lakin bir başka mağazanın bir başka kampanyasına yakalandı.
Zira, felaket ayartıcı bir kampanyaydı...
Hemen satın alıyor bir yıl sonra ödüyormuşsun. Üstelik kredi kartı da gerekmiyormuş.
Bunlar farklı diye düşündü; keş / peşin paraya muhakkak daha fazla indirim yaparlar.
Yapmıyorlarmış.
Dahası, indirimden faydalanması için taksitle ödeme yapması şartmış.
İşkillendi.
"Bu işten sizin çıkarınız ne" diye soracağına, "benim günahım (zararım) ne olacak" diye sordu.
Ne zararı! Büyük bir fırsatmış; peşin fiyatına taksitle.
Paran cebinde kalıyormuş. Bir bakıma mağaza sana sıfır faizle borç / kredi veriyormuş. Sadece bir şartları varmış, ödemeyi elden yapmalıymış.
Mağaza kartına bağlanarak taksitlere başladı, önce her şey yolundaydı.
Ne ki, bir yakınının cenazesi nedeniyle 7'nci taksit ödemesini aksatınca faiz sarmalına yakalandı.
Bu böyle olmayacak, geri kalan taksitlerin alayını elden ödeyeyim de kurtulayım, dedi. Olmaz, diye kestirip attılar, "Öyle verip kurtulamazsın, taksit taksit ödeyeceksin." *** Bütünü yani "Ayartıcı küresel finans sistemini" ele veren zerre miskali bir parçacığının hikayesidir bu!..
Bir ara ABD ve Avrupa merkez bankaları da tüm dünyaya "likidite" akıttılar.
"Ödeme mesele değil, nasılsa ödersin, sen kalkınmana bak" diyorlardı.
"Fetullah kapatması liberal aydınlar" da tüketim deyip duruyorlardı. Ne kadar tüketirsek o kadar büyüyecek, palazlanacak, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşacaktık.
Üretim mi?
Tarım dahil her türlüsünü aşağılıyorlardı. Yerli otomobili neden bu kadar aşağıladılar sanıyorsunuz.
Oysa "ithal ikamesi" bile küresel finans sisteminin müşterisi olmak yani "gösteriş toplumunun maymununa" dönüşmekten bin kat yeğdi.
Mesele bir yerlerden başlayıp nitelik kazanmak, rekabete hazırlanmaktı, o alana dönüp bakmamak değil.
Gelgelelim, bir misal olarak "yerli otomobil" Kemal Derviş'lerden beri uygulanan sisteme aykırıydı.
Başkan Erdoğan'ı bu kadar "ötekileştirmelerinin" bir nedeni de sistemin tam kalbine (faize) eleştiri getirmesindendi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendi silahını gömdü 23 Kasım 2024 | 297 Okunma Onlara da yâr etmezmiş 21 Kasım 2024 | 609 Okunma Bombayı kendisi koydu 20 Kasım 2024 | 646 Okunma Haksız tartışma bu 19 Kasım 2024 | 911 Okunma İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla 16 Kasım 2024 | 1.469 Okunma