İlgi odağı olduğum bir partiden yeni döndüm. Espriler
dudaklarımdan dökülüyordu. Herkes güldü ve bana hayran kaldı. Evet,
etrafımdaki koşuşturmalar dünyanın yörüngesi kadar uzundu ve ben
kendimi vurmak istedim.
Yukarıdaki satırlar Kierkegaard'a ait.
Akşener'in "S-400'lerin sarayın korunması için alındığına dair bir
duyum aldım" sözünün mizahını çıkarmak için masaya oturduğumda
mezkûr ifade çağrıştı ve utandım.
Henüz niyet aşamasındayken vazgeçtiğim için kendimi vurmak
duygusunu yaşamadım ama gerçekten utandım.
Naçar, İnce üzerinde çalışayım, dedim.
Der demez de ışık hızıyla uzaklaştım. Zira Sayın Cumhurbaşkanı
anayasayı kaynak gösteriyor, o Kemal Sunal'ın Tosun Paşa'sını.
Hayret ki ne hayret...
Erdoğan'ın bilgi birikimine 16 yıl boyunca cart curt ettikten sonra
karşısına çıkardıkları adaylara bakın!
Yoksa 15 Temmuz öncesi söyledikleri ne varsa aynı şekilde tekrar etmezlerdi.
Yıkım ekibi, yine yan yana geldi.
FETÖ'cü savcı ve hâkimlerin müstevlilerin infaz memuru gibi hareket etmesini hukukun üstünlüğü diye pazarlayan çakma liberallerden AKP'li fırıldaklara, Sözcü'nün PKK yandaşı Atatürkçülerinden "bölücülere" kadar hepsi bir arada şimdi.
Tek hedefleri var: Erdoğan'ı devirmek.
Bu uğurda hiçbir ilkeleri de kalmadı.
Algı operatörlerinin 2011'den beri sistemli şekilde oluşturdukları "Erdoğan nefreti" üzerinden tüm ilkelerini buharlaştırdılar.
O kadar ki kim ilke gözettiyse dışlandı, itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Mesela, Vatan Partisi'ne reva görülen budur.
MHP de ilkeler üzerinde muhalefet yaptığı için operasyona maruz kalmadı mı? *** Bahçeli, 7 Haziran seçimlerinin ardından yapılan koalisyon görüşmeleri üzerine, HDP'li hiçbir formülde yokum, dedi.
Demirtaş, Kılıçdaroğlu vekaletiyle başbakanlık teklif etti.
Bahçeli, PKK destekli başbakan olmayı içine sindiremedi, elinin tersiyle reddetti.
Yani...
AKP'li fırıldakların Gül'ü, Erdoğan'ı düşürme projesinin adayı olmak için muhalefette ittifak ararken, Bahçeli kendisine ittifakla sunulan başbakanlığı ilkeleri uğruna kabul etmedi. *** Erdoğan'ı devirmek için HDP'nin barajı aşması yetmemişti.
Ya Bahçeli'yi (HDP ile bir şekilde yan yana gelmeye) ikna edecekler ya da MHP'yi böleceklerdi.
Bahçeli'yi ikna edemeyince karşısına Akşener'i çıkardılar.
Şimdi durum şudur: HDP, ikinci tura kaldığı takdirde, İnce'yi destekleyeceğini ilan etti.
Akşener'de tık var mı?
Bir başka ifadeyle, PKK / HDP'nin destekleyeceği hiçbir adayı desteklemem diyebiliyor mu?
Hele bir desin, ossaat siyasi hayatını bitirirler.
Bahçeli, HDP'nin dışarıdan destekleyeceği hükümete başbakan olmayı kabul etmemişti. Akşener hiç olmazsa HDP'nin desteklediği bir cumhurbaşkanı adayını ben desteklemem desin, hadi bakalım.
Şayet derse, benim oyum Akşener'e, aha da buraya yazıyorum.