Merhume Ayşe Şasa bir defasında "Herkes geleceğe doğru
hayal kurar, bense geçmişe doğru" demişti.
Pandemiden sonra bendeki hâl de enikonu böyle.
"Geçmiş zamanın peşindeyim", piyasada işim kalmadı. Geçen
gün Akif Emre'yle 81'de kaldığımız evin önünde buldum kendimi.
Bir köşede durdum baktım, baktım...
Eskiden de nostalji müptelasıydım ama bu hâl başka!
12 Eylül öncesi henüz 13-15 yaşlarındayken duvara
yazdığım "DGM'ler bizi susturamaz" yazısını yıllar sonra
görünce çok heyecanlanmıştım. Fakat sırf bu yazıyı görmek için de
kalkıp memlekete gitmezdim.
Şimdi öyle mi ya!
"Yaklaşık 30 yıl önce Avrupa'da tiyatro turnesi yaptığımız kimi
yerlerdeki duvar yazılarımız hâlâ duruyor mu acaba?" sorusuna cevap
bulmak için yurtdışına çıkmak isterim. Evet, sırf bu nedenle; başka
hiçbir yeri ne görmek istiyorum ne de merak ediyorum!
Her vesileyle düne yolculuk yapıyorum... Garanti BBVA Genel
Müdürü Recep Baştuğ birkaç gün evvel bankacılık
sektöründe sermaye gelirlerinin yüzde 40'larda,
enflasyonun ise yüzde 70'lerde olduğunu,
bunun sürdürülebilir olmadığını belirtti ya ben yine düne
gittim.
Ahmet Kekeç'le buluşma noktalarımızdan birinde tanık olduğumuz çok
ilginç bir "ticari zekâyı" hatırladım.
Anlatacağım fakat öncelikle Garanti BBVA Genel Müdürü'nün ne demek
istediğini herkesin anlayacağı bir dille vuzuha kavuşturalım.