Hemen her yıl bir günlüğüne de olsa CHP'li olmak istemişimdir.
Ama iş güç derken maalesef bir türlü fırsatım olmadı.
Bugün işte o gündür ey kâriini kiram.
Yani, CHP'li olacağım.
Lakin “CHP'li olmak nasıl bir şeydir” yollu bir merakla uzaktan
yakından alakası yok.
Zaten neresini merak edeyim, memlekette mebzul miktarda CHP'li
var.
Nasıl bir şey olduğu bilmediğim şey değil yani. Hem de yakinen
biliyorum. Akraba-i taallûkatın çoğu CHP'li diyeyim de anlayın.
İçlerinde (Allah uzun ömürler versin) CHP'nin başında hâlâ İsmet
İnönü'nün olduğunu sananlar bile var.
CHP'li olmak isteği nerden icap etti derseniz, cevap vereyim:
adamakıllı empati kurmak için, başka ne olabilir ki?!
CHP'nin derdi sana mı kalmış demeyin ama! Muhalefete katkı sunmak
bizim de görevimiz.
Takdir edersiniz ki muhalefetsiz demokrasi olmaz.
Lafın düzünü edecek olursak, muhalefet, “vesayet yandaşı”
yazarların yönlendirmesine bırakılmayacak kadar ciddi bir
iştir.
Kaldı ki mahut yazarlar “muhalefeti” (özelde CHP'yi ) sadece
yönlendirmiyorlar, kimi zaman da “muhalefetin” kendilerini
“yönlendirmesini” teşvik ediyorlar.