Birkaç gün önce 1820 TL (yazıyla, bin sekiz yüz yirmi Türk
Lirası) su faturası ödedim, bir gün sonra da sular kesildi. Ne
yalan söyleyeyim, çok etkilendim. O kadar ki önümüzdeki seçimlerde
Ekrem Bey'e oy verecek kıvama geldim.
Bu arada, çocuklara da "Suları biraz dikkatli kullanalım" demeyi
ihmal etmedim. Aksilikler başladı mı sürer. İnanın bana, akşam da
elektrikler kesildi. Daha doğrusu elektrikler gitti geldi gitti
geldi, en sonunda da fasılasız gelmemeye karar verdi. Hâliyle
modemin "anakartı" dayanamadı, yandı. Yeni modem almak için de
dünyanın parasını bayıldık. Yetmezmiş gibi aynı gün içinde klozet
su sızdırmaya başladı. Paramız yabancıya gitmesin düşüncesiyle
mahalleden tesisatçı çağırdık. Şipşak arızayı giderdi. Küçük
plastik contayı göstererek, "Conta yalama yapmış abi..." dedi.
"Borcumuz ne kadar" dedim. Öyle bir rakam söyledi ki az kalsın
"Oha!" diyecektim, kendimi zor tuttum. "Bir conta değişikliği o
kadar eder mi, e l insaf!" dedim.
"Piyasa malum, her şeye zam geldi" deyince, "Klozet contası çok
tüketilen bir şey mi, niye o kadar zam gelsin?" dedim. "Bu talep
odaklı enflasyondan kaynaklanmıyor ki abi!.." demez mi?
Kendimi...