Tevekkeli Can'cık demiyorlar. Son afra tafrası, heyheylenmesi
mahut ismiyle tastamam müsemma.
Gerçekten de, Cumhuriyet gazetesi soruşturması üzerine öyle bir
kaptırmış ki, olursa o kadar olur.
“Yanılıyorsunuz” demiş, “Karşınızda bir talimatla görevden
aldığınız Başbakanınız, yeterince biat etmedi diye Saray'dan
kovduğunuz danışmanlarınız, bir telefonla susturduğunuz medya
yöneticileriniz, maaşlı trolleriniz, goygoycularınız,
ihbarcılarınız yok.”
Can'cığın bu lakırdılarına bakan da soruşturmayı İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı değil, Sayın Cumhurbaşkanı yürütüyor
sanır.
Hele o “karşınızda biz varız” demeye getirerek, “yiğidim / aslanım”
ayaklarına yatması yok mu?
İyi de sen yoksun Can'cık. Neden yoksun?
Neden “hizmete” aldığın Kadri Gürsel veya İbrahim Aydın Engin gibi
“elemanları” bırakıp kaçtın?
Ve, neden hep böyle yapıyorsun?
Gezi döneminde de, “Annelerin kucağından çocukları alıp TOMA'ların
altına atıyorlar. Çocukları acımasızca eziyorlar. Ben de gidip bir
TOMA'nın altına yatacağım” demiştin.
Ne ki, İstanbul'daki tüm TOMA'ların altı aranmış ama
bulunamamıştın. Neden sonra, Akdeniz sahillerinde ortaya çıktın.
Hülasa, provokatör olduğunu bir kez daha kanıtladın.
Sonra…