Şebelek dağcısı, zırtapoz tiyatrocusu, yeni sürüm
paralelciCumhuriyet gazetesi, hülasa, kıymeti
kendinden menkul “muhalif takımı” bu sefer
de Rus muhibbi oluverdi.
Ne ki, hiç şaşırtmadılar.
Daha evvel de…
Merkel'e mektup yazıp, Türkiye
Cumhuriyeti'nin seçilmiş demokratik iktidarını şikayet
edecek kadar “Almancı” olmuşlardı.
İsrail'e “one minute” çekildiğinde de
anında İsrailseviciliğe yelken
açmışlardı.
Hayli zamandır da Esetciliğe demir
attılar. Haliyle, İran'ı da pek sever
oldular.
Halbuki…
Din ve vicdan hürriyetini savunan ve inandığı gibi yaşamaya çalışan
herkese, “Mollalar İran'a” diyen bunlardı.
Türkiye, nükleer enerji
konusunda İran'a yapılan haksızlığa
veIrak'tan sonra Suriye'yi de işgal etmeyi
kafaya koyanlara karşı çıktığında, “Eksenimizi
kaydırıyorsunuz, bizi Batı'dan kopartıyorsunuz”
yaygarasını yapan da bunlardı.
Sayın Erdoğan, Putin'e, “Şangay İşbirliği
Teşkilatı'na gelin Türkiye'yi alın…” dediğinde, hop oturup
hop kalkan da bunlardı.
Çin füzesi mevzuunda
da NATO adına Türkiye'nin kulağına kar
suyu kaçırma görevi üstlenen yine bunlardı.