FETÖ davasını ne kadar takip ediyorsunuz veya Fetullahçıların
mahkemede verdikleri ifadelere ne kadar muttalisiniz,
bilemiyorum.
Benim bildiğim şudur: Medyamız yine sınıfta kaldı.
Halbuki Ergenekon ve Balyoz davalarında FETÖ'cü kanal “Samanyolu
TV” adeta sinekten yağ çıkarıyor, habbeyi kubbe yapıyordu.
Kimi tasfiye etmek istiyorlarsa uyduruk delillerle oraya
çöküyorlar; Ergenekon'u “her yere kon” şeklinde işletiyorlardı.
O kadar ki, “Ergenekon'un kasası” diye bir garibana mahpus damını
teneşir yapmışlardı.
Tamam, asla ve kat'a onlar gibi kimseye iftira atılmasın, zerre
miskal kimseciklere haksızlık yapılmasın. Zaten medyanın işi
Samanyolu TV gibi (profesyonel destekli) psikolojik harp teknikleri
uygulamak değildir.
Fakat…
Meclis'i, özel kuvvetleri, Cumhurbaşkanlığı binasını bombalayan ve
onca insanımızı şehit eden Fetullahçı teröristlerin hiç değilse
mahkemedeki kepazelikleri kamuoyuna adamakıllı duyurulsun.
Bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına 15 Temmuz gecesi suikast
yapmaya giden “terörist timin” mahkemeye podyuma çıkan mankenler
gibi götürülmesi bile doğru dürüst eleştirilmedi. Neyse…
Bu ülkede yıllar yılı (en azından 28 Şubat'tan bu yana, 20 yıl
boyunca) envaiçeşit “darbeler ne kötü be birader” söylevleri
çekildi, bir daha darbe olmasın diye de kimi düzenlemeler yapıldı;
“iç hizmet kanunu” gibi bir yığın şey değiştirildi…
Sadece bir şey yapılmadı…
En önemli, en esaslı şey…
Bunun ne olduğuna, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı
otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma
(MAK) timlerinde görevli “askerlerin” aralarında bulunduğu 44
tutuklu sanığın Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması
sürerken muttali oldum.