Müfredat değişikliği nedeniyle gündeme getirilen evrim konusunda
sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: İnsan gelsin de nerden
gelirse gelsin.
Kıymet hükmümüz budur.
İnsan kalmak önemli, yani, maymuna dönmemek…
Malumunuz, bilim, en geniş anlamda, “yanlışlanabilir” olandır.
Popper'in dediği gibi, bir teoriyi bilimsel yapan onun
“yanlışlanabilir” olabilme özelliğidir.
Hülasa, bilim “postüla” değildir.
Necip Fazıl'ın ifadesiyle “devrimbaz yobazlarımız,” bilimi dinin
karşısına yerleştirmekle kalmadılar, din ihtiyaçlarını gidermek
için de “bilime” tapındılar.
En çok tapındıkları da evrim teorisidir. Bir başka ifadeyle,
Darwinizm, amentüleri mesabesindedir.
Mahut putlarına en ufak eleştirel yaklaşımda bulunursanız,
“söyletmen, vurun” veya “kafir - zındık” muamelesi görürsünüz.
Darwin hakkında da tek olumsuz cümleye tahammülleri yoktur.
Enteresandır: Hem ekseri Türk ırkçısıdırlar hem de Türk ırkını
aşağılayan Darwin'e aşıktırlar…
Bilim dedikleri de “bilimselcilikten” ibarettir.
Nasıl ki teleolojik okumayla “çağdaşlaşmanın” mümkün olan tek
yolunun “Batılılaşma” olduğunu vazettiler, aynı şekilde, bilimi de
“bilimselcilik” olarak algıladılar.
Haliyle, kendi yaptıkları putlara tapınmaktan öteye
geçemediler.
Bunun doğal sonucu olarak da dünya çapında tek bir bilim adamı
yetiştiremediler.
Batıyı maymun gibi taklit etme hastalıklarına karşı Oktay Sinanoğlu
(nur içinde yatsın) hayatı boyunca mücadele etti.
Mevlana'nın pergel metaforunun mücessem hali gibiydi rahmetli.
Bir yanıyla milli ve manevi değerlerimize sıkı sıkıya bağlıydı,
diğer yanıyla da dünyanın tüm ilim ve irfan yemişlerini temellük
etmeye çalışıyordu.
Sinanoğlu gibi bir bilgeyi anlamak istemediler.
Aziz Sancar'a da yapmadıklarını bırakmadılar. Ellerinden gelse
aldığı Nobel'i geri verdireceklerdi.
Niye mi?
Sırf Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kendileri gibi
saygısızlık yapmadı diye.
Şekilci - ezberci ve paganist müfredatla yıllar yıllı
yetiştirdikleri nesillerden dünya çapında tek bir icada imza atan
çıkmadı.
Zaten, Aziz Nesin'in dediği gibi bir tek ayranı keşfettik; onu da
yanlışlıkla yoğurdu çalkalarken. (Müsebbibi sadece “küfür yobazı”
değildir; “küfür yobazının” tersyüz edilmiş hali veya işbirlikçisi
“ham yobaz kaba softa” da bu cürmün ortağıdır.)