Dediler ki, barajı aşamazsak iç savaş
çıkar; ne oldu peki, bu korkunç tehdidin ne manaya geldiği
adamakıllı tartışıldı mı?
Ne gezer.
Aydın Doğan'ın hiçbir adamı bu garabete zaten
ağzını açmadı. Sayın
Cumhurbaşkanının canlı yayında söylemediği söz
üzerinden algı operasyonu yaptılar ama mahut savaş tehdidini
görmezlikten geldiler.
Bağlama çaldırdılar, cilaladılar, parlattılar ve nihayetinde barajı
aştırdılar. Sizin anlayacağınız, görevlerini bihakkın yerine
getirdiler.
Görevin ne olduğunu 7 Haziran seçimleri
ardından “dış basında” çıkan yazılara bakarak
rahatlıkla anlayabilirsiniz. Geçelim…
Barajı aştılar, 80
milletvekili çıkardılar. Haliyle herkes en azından
“iç savaş” tehdidinin tarih olacağına inandı.
Ama bambaşka bir şey oldu!
“Askeri baraj” gibi sudan bahanelerle “barış
sürecine” son verdiler. Hülasa, dört dörtlük bir “vekalet
savaşı” başlattılar.
Hendekler kazıldı, mevziler alındı; çocuklar mayınlarda, askerler
pusularda, polisler uykusunda katledildi…
Barış ve demokrasi diye diye Türkiye'yi,
paralelcilerin Süleyman abisinin taa 26
Ekim 2013'te haber verdiği üzre “çatışmalı
ortamın” içine soktular.