Herkesin bildiği darbımeseldir: "Şayet çözümün bir parçası değilseniz sorunun bir parçasısınız demektir."
Ne ki müstağrip aydınlarımız için durum tam tersidir.
Onlara göre, "sorunun" bir parçası değilseniz "çözümün" önünde sorunsunuz demektir.
Özellikle "mandacı aydınların" bir dönem matine-suare gündemden düşürmedikleri "Kürt sorunu" tanımları ve "çözüm" önerileri buna örnektir.
Hedefledikleri "çözüme" en uygun "sorunu" üretip tanımladılar!..
Daha baştan belli olan tek bir "çözüm" akredite edilmişti. Bunun dışındaki her çözüm önerisi itibarsızlaştırıldı, hatta...