Bir süredir ülkemizin gündemini işgal eden "yalan pandemisinin"
ne aşısı var ne de doğru dürüst bir müeyyidesi.
Dilin de kemiği yok. Erken kalkan "sallıyor."
Yalan söylemek, özellikle sosyal medyada, dikkat çekmenin en etkili
yolu. Yalanların doğrulara nazaran 7 kat daha hızlı yayıldığını da
bilmeyen yok.
Son yıllarda "politik bir yöntem
olarak" sıklıkla yalana başvurulduğu da herkesin
malumu.
Artık hiçbir sınır tanımamaya başladılar... Mesela,
Kılıçdaroğlu üniversite sınavı öncesinde tüm
öğrencilerin kafasını karıştıran, dahası moralini bozan
"Katar yalanını" attı.
Şaştık mı peki?
Hem evet, hem hayır!..
Evet şaştık, çünkü öğrencilerin iktidardan nefret
etmelerini...