Bazen öyle oluyor ki, başkanlık sitemi ve anayasa değişikliğine
muhalefet eden hiçbir şeyi duymak istemiyorum.
Hani çocuklar bazen istemediklerini duymamak için kulaklarını
tıkarlar ya, o derece.
Halbuki öteden beri benimle hemfikir olmayan her şeyi daha dikkatli
takip etmeye çalışırım.
Hayır, sadece “öteki” ne düşünüyor, diye meraktan değil, azami
istifade etmek için.
Yazık ki, CHP cenahından şimdiye değin sadra şifa bir şey
duyamadık.
“Erdoğan nefreti” üzerinden mankurtlaştırdıkları çevrelerin
ihtiyacını karşılamaya yönelik lakırdılardan öteye geçmediler.
Yok efendim, Erdoğan rejimi değiştiriyormuş da, demokrasiyi
bitiriyormuş da, tek adam rejimi kuruyormuş da bilmem ne!
İyi de nasıl?
Hem neden Erdoğan “tek adam rejimi” istesin ki?! Siz başkanlığı
babadan oğula geçen “saltanat” mı sandınız?
Ne mi demek istiyorum?
Şunu: “Mahkeme kadıya mülk değil” diye bir söz var. Diyelim ki
Erdoğan bir dönem başkan seçildi, hadi ikinci dönem de seçildi, ya
sonra?!
Sizin bulduğunuz veya size buldurulan bir “ekmek için bir
Ekmeleddin” günün birinde çıkıp da “başkan” olursa, ne olacak?
Madem başkanlık sistemiyle tek adam rejimi kurulmuş oluyor, “adı
ekmel, kendi ekmel, sözü ekmel, huyu ekmel” olan zat-ı muhterem de,
o koltuğa geçince doğal olarak “tek adam” olmuş olmayacak mı?
E'ee, bunun Erdoğan'a ve onu başkan seçen insanlara ne faydası
olacak?
Ne yani, başkanlık sitemini savunanların alayı, “Erdoğan'dan sonra
kim tek adam olursa olsun, bize ne” düşüncesiyle malul, “bizden
sonrası tufan” diyen insanlardan mı ibaret?