Çok değil, 7 Haziran öncesi, AK Parti iktidardan düşsün diyeHDP'nin seçim barajını aşmasını canhıraş istemişlerdi.
Dahası…
Söz konusu seçim sonrası barajı aşan HDP'yle hükümet kurmaya hiçbir şekilde yanaşmadığı, HDP'nin Kılıçdaroğlu vekaletiyle teklif ettiği “başbakanlık koltuğunu” bile elinin tersiyle ittiği için MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye demediklerini bırakmamışlardı.
Evet, Sözcü gazetesinden, Erdoğan ve AK Parti nefretiyle HDP'yi arkalayan köşe yazarlarından bahsediyorum.
Geçen gün bu gazetenin başyazarı Rahmi Turan, “Selahattin Demirtaş'ın temiz ve masum görünüşlü yüzünün arkasında, yüreği kinden kararmış bir ruh yatıyor! Seçimde, İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerde ona oy veren bir kısım ahmaklar, bunu yeni yeni anlıyo r…” dedi, iyi mi?
Evvela şunu belirtelim: Siyasi tercihinden dolayı (hangi partiye oy verirse versin) seçmene “ahmak” denilemez.
Bunu asla kabul edemeyiz.
Kaldı ki, Sözcü'nün başyazarı, HDP'ye İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerde oy verenleri “ bir kısım ahmaklar ” addediyorsa, Sözcü gazetesinin “ bir kısım köşe yazarına ” ne diyecek?
Öyle ya, 7 Haziran öncesi HDP'ye oy verilsin diye adeta yırtınmışlardı.
Mesela, Bekir Coşkun'ları , “Atatürkçüleri” HDP'ye oy vermeleri için yüreklendiriyor, Emin Çölaşan'ları da ondan geri kalmıyordu.
Rahmi Turan, “ahmaklık” tesmiye ettiğine bizzat mezkur köşe yazarlarının yönlendirdiğini bilmez mi?
Hiç bilmez olur mu; bilir de dert başka.
O derdin ne olduğuna gelmeden evvel hazretin şu satırlarını da okuyalım: “PKK çetesi Güneydoğu'da sıkıştığı için paçası tutuşan Demirtaş, Ankara'nın teröristlerle müzakere masasına oturtulması için uluslararası kurumlardan müdahil olmalarını istedi, Leyla Zana da ona destek verdi…”
E'eee?