Geçen ay (8 Ekim 2024'te) gayrimüslim bir liderin konuşmasına
muttali olunca "Allah razı olsun" ifadesi
dudaklarımdan döküldü. Sizin anlayacağınız, gayriihtiyari de olsa,
Müslüman olmayan bir lidere "dua" etmiş oldum.
Hayır, farkına varınca tövbe etmedim. Zira, "Teşekkür etmek
manasında 'Allah razı olsun' demiştim, neden tövbe edeyim!.." yollu
tevil ettim. Lakin, mutmain de olmadım. "Tevil marifetiyle kendimi
mi kandırıyorum?" diye kendimi yedim bitirdim, inanın bana.
Evvelsi gün bizim Selahattin H. Kayar'a mevzuyu açtım. Hiç
düşünmeden "Çok seviyorsun ya onu" dedi, "muhakkak zulasında ilgili
bir hadis vardır, ona sor..." Lan? Benim aklıma neden gelmedi?
"Zulada hadis" lakırdısını münasebetsiz bulsam da önerisini
beğendim. Çünkü "çok seviyorsun" dediği, Cübbeli Ahmet
Efendi'ydi.
Meseleyi baştan anlatayım. "Gayrimüslim lider dediğim"
Venezuela Devlet Başkanı
Maduro'ydu. "Allah razı olsun" dememin nedeni de
Filistin'in özgürleşmesi gerektiğini, Filistin
halklarıyla dayanışma içinde olduklarını, soykırımcı İsrail'in bir
yılı aşkın süre Gazze'de katliam...