Daha düne kadar “PKK doğuda özerklik ilan etti, nerde bu devlet”
diyerek “savaş” isteyen Türk matbuatının necip evlatları bugün
kalkmış, “devlet neden PKK'ya vuruyor” diyor.
Bunlar (gerçek vatanseverleri tenzih ederim) “ulusalcılarımız”
oluyor!
Bir de telmaşa “liberallerimiz” var. Barış olunca savaş, savaş
olunca barış isteyenler hani.
PKK'yı dağda tutmak için dağlara vurmuşlardı hani, onları
diyorum!
“Demokrasi gelmeden barış olmaz” diyerek Kandil'in önünde
yatmışlardı. El'an barış istediklerine göre memlekete demokrasi
geldiğine kanaat getirdiler herhalde.
Haklarını teslim edelim ama müthiş kıvraklar.
İnsanoğlu bu tarz sert dönüşlerde, ne bileyim, biraz mahcubiyet
duyar, bunların bir zil takıp oynamadıkları, gerdan kırmadıkları
kaldı.
HDP Eşbaşkanı Demirtaş da gayet kıvrak.
Bir farkla ki, bunlar kıvraklıklarını karakterlerine borçlu,
Demirtaş yalanlarına!
Ama gayet güzel anlaşıyorlar.
Dün “PKK özerklik ilan etti, hadi savaşalım” diyen ulusalcılar,
“demokrasi gelmeden barış olmaz, biraz daha savaşalım” diyen
liberaller kadar Demirtaş'ı sevmeye başladı.
Hatta bu konuda adeta birbirleriyle yarışıyorlar.
Aralarında “pırt mento” diyerek Kürtlerin şivesiyle dalga geçen
Bekir Coşkun'dan Kürtlerin gasp edilen ontolojik haklarının
iadesini ihanet tesmiye ederek matine – suare Erdoğan'a edepsizlik
eden ırkçı Emin Çölaşan'a kadar öyle isimler var ki
şaşarsınız.