Batı'nın Moğol ve Haçlı saldırısından daha kötü, daha korkunç
bir saldırı hazırlığı içinde oluğunu 2011'den beri dilimiz
döndüğünce anlatmaya çalıştık.
Meramımızı anlatmak için…
Türkiye, İran ve Suriye çatışmasının “tuzak” olduğunu dile getiren
Sezai Karakoç üstadımızın, “Batı nihai işgali, son işgali yapmak
peşindedir. Öyle bir işgal ki, bir daha İslam'ın dirilişi vaki
olmasın, İslam haritadan silinsin. Hadise budur. Tehdit hatta
tehditten de öte içinde yaşadığımız gerçek budur…” şeklindeki
ifadelerini yardıma çağırdık.
Olmadı.
Olmadığı gibi orda burda hedef gösterildik, hayasızca hakaretlere
uğradık.
Sayın Erdoğan, “dönemin başbakanı” olarak “tuzağı” gördü ve onca
tazyike rağmen Suriye'ye savaş açmaya (Wikileaks belgelerinde de
açıkça belirtildiği üzre) direndi.
Suriye'ye behemehal girmemiz için kampanya yürüten ve “Reyhanlı
maliyettir” diyen malum şebeke de aynı tarihlerde Erdoğan'ı
“diktatör” ilan etti.
***
Türkiye güneyden kuşatıldı da sanmayın ki İran, Suriye, Rusya
kazandı, kazanacak.
Hayır, böyle giderse kaybedecekler.
İran zaten çoktan kaybetti; 79 Devriminin ilkelerine ihanet
edercesine mezhepçilikte Suudilerle yarışmakla kalmadı, Eset'in
yanında yer alarak o alçak katliamların suç ortağına dönüştü.
ABD'nin açtığı yolda 'Şiilik' yapmayı marifet bildi.