Isaiah Berlin, "negatif özgürlüğü," dışarıdan gelen müdahalelere
boyun eğmeme özgürlüğü telakki eder.
Lakin "negatif özgürlüğü" yetenekten bağımsız görmez.
Haksız da değildir.
Yapamayacağın şeyin özgürü olsan ne olur, olmasan ne olur değil mi?
Böylesi bir "özgürlüğün" ne manası var!
Hülasa, özgürlük herhangi bir şeyi yapamamayla alakalı
değildir.
Isaiah Berlin'in bu bağlamda şu meşhur örneği vardır: "Kör bir
insan, kitap okuyamadığı için, okuma konusunda özgür olmadığını
iddia edemez..."
Necip Fazıl da (Nam-ı Diğer Parmaksız Salih oyununda mıydı unuttum
şimdi) "Marifet bir şeyi yapabilecekken yapmamakta..." der, "Körün
harama bakmamasında hiçbir sevap yoktur!.."
Bağlamı farklı olsa da her iki yaklaşım, sonuç itibarıyla aynı
kapıya çıkar.
Nasıl ki kör bir insan okuma konusunda özgür olmadığını iddia
edemez, düşünme yeteneği olmayan bir insan da düşünce özgürlüğü
olmadığını iddia edemez.
Etse de en fazla düşünce özgürlüğünü kullanmadan ifade özgürlüğünü
kullanmış olur.
Haliyle absürt olmaktan öteye geçemez.
İmdi, daha önce başka bir vesileyle dercettiğim Kierkegaard'ın
müthiş...