Dahası, hayatımın her döneminde "NATO'nun neresinden dönersek kârdır" düşüncesinde oldum.
NATO'ya üye olmak Kıbrıs Barış Harekâtı'nda ambargoya maruz kalmamıza engel olmadığı gibi NATO'nun patronu ABD'nin bize karşı terör örgütlerini silahlandırmasına veya askerlerimizin başına çuval geçirmelerine veya İHA'mızı düşürmelerine de engel olmadı.
Lakin güncel soru şudur:
Türkiye, NATO'nun içinde kalarak "NATO'nun genişlemesine" daha ne kadar direnebilirdi?
Şayet "NATO'dan çıkalım!.." diyorsanız yahut NATO'dan çıkmayı göze alıyorsanız kendi içinizde "tutarlı" olursunuz.
Tutarlı olmak iyidir; lakin, mesela NATO'dan çıkmış olsaydınız, İsveç'in NATO'ya katılması hakkındaki görüşünüzü de soran olmazdı.
"Sorulması iyi mi oldu kötü mü oldu?" ayrı bir konu, ama bir şekilde "pazarlık" yapılmış oldu.
Başka ne olabilirdi ki zaten.
Hem NATO'da kalıp hem de NATO'nun İsveç dolayımında genişlemesine karşı çıkarsanız zaten en fazla pazarlık yapmış olabilirsiniz.
Pazarlıktan ne kadar randıman alacağınız...