Müdür haydi “tescilli yalancı,” onu anladık. Ya bunların “yazarçizerleri” ne olacak; onlar daha büyük yalancı!
Adam gündüz gözüyle, “Hayır diyenleri polis kovalıyor… Sokaklarda toplu gözaltılar var…” diye yazabiliyor.
Bunlar nasıl yalanlardır hey kurban olduğum Allah!
Bir daha baktım yazısına; “Evet” ile “Hayır”ı, Türkiye ile Avrupa'yı karıştırmış olabilir mi diye.
Öyle ya, “Hayır” kampanyası yapan PKK ve FETÖ terör örgütlerine Avrupa refakat ederken, “Evet” diyenlere köpeklerle saldırıyor.
Zaten “müstevliler” referandumda “Evet” oyu çıkması durumunda Türkiye'yi “cezalandıracaklarını” söylemeye başladılar.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü (Hollandalı) Kati Piride, “Referandumda sandıktan 'evet' çıkarsa o zaman AB bu durumu Kopenhag Kriterleri açısından uygunluğunu değerlendirecektir” dedi, iyi mi?
Hay senin o “Kopenhag Kriterleri” diyen dillerini, “Fetullah'ın kapatma liberalleri” yesinler.
Bu zamana kadar nerelerdeydin, 15 Temmuz'dan beri duymaz olmuştuk şu cici kriterleri.
Eli kanlı darbeci Sisi Almanya'da kırmızı halılarla karşılandığında, terör örgütleri Avrupa sokaklarında “Hayır” propagandası yaptığında; Türkiye Cumhuriyeti'nin Bakanını karşılamaya gelenlere atla itle saldırıldığında, Türkiye 15 Temmuz'da kanlı darbe teşebbüsüne maruz kaldığında hangi kriterleriniz devreye girmişti acaba, siz önce buna cevap verin.
Bir de, kusura bakmayın, ne kadar kıvrak olursanız olun, bizdeki “hayırcı” yazarçizerlerin sahtekarlığıyla boy ölçüşemezsiniz.
Dedim ya adam hiç utanmadan, “Hayır diyenleri polis kovalıyor… Sokaklarda toplu gözaltılar var…” şeklinde palavra atabiliyor.
Bakınız…
İstanbul'un eski semtlerinden birinde oturuyorum. Semtimiz seçmeninin siyasal eğilimi belli; kaç dönemdir belediyeyi AK Parti kazanıyor. Buna rağmen evimin önünden günde 2 kez hoparlörle “Hayır” kampanyası yapan otobüs geçerken şu ana kadar bir tane bile “Evet “ diyen propaganda aracı geçmedi.
Müdür olsa bu durumu söyle açıklardı: “O hoparlörlerle 'evet” çıkması için 'hayır' diyorlar…” (Avrupa'da gazeteler referandumda “Evet” çıkması için “Hayır” manşetleri atıyorlar, demişti ya.)
Müdür ne derse yakışır. Nihayetinde WikiLeaks belgelerinde belirtildiği üzre o makama nasıl getirildiği belli.
CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen de bunu açıklamıştı ama hiç tınmadı.
Yazarçizerleri de öyle, hiç tınmıyorlar.
Dahası, yalanları yüzlerine vurulunca “yarabbi şükür” moduna geçiyorlar.
Sözcü'nün o yazarı, “Evet çıkarsa kanunlar Saray'da yapılacak, Meclis gitmiştir…” diyebiliyor.