Algı faaliyetiyle nereye kadar yürür bilmem ama Meral
Hanım'dan (Akşener) henüz ümitlerini kesmedikleri besbelli.
Malumunuz, koca referandum boyunca “konuşma yapacağı salonun
elektrikleri kesildi” haberiyle gündemde tutuldu. (Bilmeyen de “bir
konuşma yapsa karşıki dağlar yıkılır” sanacak!)
Son zamanlarda müstakil parti kuracağı iddiasıyla adından söz
ettirmeyi sürdürdü.
MHP'yi 15 Temmuz öncesi “kongre marifetiyle” ele geçiremeyince
kendisine böylesi bir yol seçeceği zaten tahmin ediliyordu.
Ne ki, ana damar (MHP) içinde kalarak siyaset yapmadıkça işin rengi
değişir.
Bunu da en iyi Büyük Birlik Partisi (BBP) bilir. Merhum
efsanevi lideri Muhsin Yazıcıoğlu (Türkeş'e
rağmen MHP'den koparak) BBP'yi kurmuş ama sandıktan
istediği sonucu elde edememişti.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Meral Hanım'ı partisine
katılmaya davet ederken bu hakikati şöyle ihsas etti: “Biz o süreci
yaşamış bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla benim tüm ülküdaşlarıma
çağrım şudur: Türkiye'nin, ülkücülerin ve Türk milliyetçilerinin
bölünmesine değil birleşmesine ihtiyaç vardır. Bizim amacımız tüm
ülkücüleri birleştirmektir. BBP bu amaçla kurulmuştur. Ayrı bir
heyecan aramalarına gerek yok. Burada parti var, ocak var, teşkilat
var. Buyursunlar gelsinler…”
Evet her bir şey var; mesela, MHP'de nasıl ki Ülkü
Ocakları var, BBP'de de Alperen Ocakları var.
Fakat, yine de “ana damarın” yerini alamadı, alamaz.
Muhsin Başkan'ın sandıkta başaramadığını da Meral
Hanım hiç başaramaz.
Ne ki, partisini kurmayınca da davet eden çok olur.
Geçenlerde Aydınlık gazetesi yazarı Önkibar da
Meral Hanım'ı Perinçek'in Vatan Partisi'ne davet
etti.
Bana sorarsanız bu saatten sonra olacağı varsa da artık olmaz.
Niye mi?
Çünkü, Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçekreferandum sonrası,
“Erdoğan düşmanlığı yapanlar ABD'nin piyonudur…” dedi.