Salih Tuna Sabah Gazetesi

Geldikleri gibi giderler hah hah ha!

"Vize krizinin" çözülmesi için ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir heyetin birkaç ön şartı varmış. Aslında tüm şartların özeti "bir şartta" saklı. O da...

19 Ekim 2017 | 14.205 okunma

"Vize krizinin" çözülmesi için ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir heyetin birkaç ön şartı varmış.
Aslında tüm şartların özeti "bir şartta" saklı. O da şu:
"Çalışan, ABD'nin talebiyle temas yürüttüyse tutuklanmasın…" Temas ne mi?
ABD Başkonsolosluğu'nda çalışan Metin Topuz adlı elemanın Fetullahçı teröristlerin yurtdışına çıkmasına yardım etmesi mesela.
Yani… ABD'nin talebi olduktan sonra "çalışan" kimle temas kurarsa kursun, dokunulmasın istiyorlar.
İster DEAŞ ister PKK ister FETÖ ile temas kurulsun, fark etmez. Arzuları gerçekleşirse… ABD
Başkonsolosluğu'nda "çalışan" elemanın Zekeriya Öz ile belgelenen teması sorgulanmayacak.
ABD Başkonsolosluğu'nda "çalışanların" FETÖ ile gerek 17-25 Aralık'ta gerek 15 Temmuz'da kurdukları temasın da üzerine gidilmeyecek.
Mesela, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın dakika dakika saptadığı mahut "temasın" bir "anlamı" da kalmayacak.
Böylece… ABD Büyükelçiliği, "Adil Öksüz'ü 15 Temmuz gecesi vize hakkında bilgi vermek için aradık" şeklindeki "anlamsız" cevaplara da gereksinim duymayacak.
Talepleri doğrultusunda yürütülen hiçbir "temasa" ABD zaten anlamlı cevap vermedi.
Unuttunuz mu; dönemin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, "15 Temmuz'u internet oyunu sanmıştık" demişti.
Biz de gırtlaklarına kadar FETÖ'ye batmış bu adamlardan, Fetullah'ı iade etmelerini bekliyoruz…

*** Her defasında, Fetullah Gülen'in iadesine yargı karar verir, bizde yargı bağımsızdır, demiyorlar mı?
Peki, ABD Başkonsolosluğu'nun talebiyle "temas" yürüten o "çalışanı" kim tutukladı?
Türk yargısı değil mi? *** Adını "vize krizi" koydular ama aslında mesele suçüstü yakalanan ABD'nin telaşından ibaret. Telaş da değil, bildiğiniz "müptezellik." Türkiye aleyhine "ajanlık" yapan mezkur "çalışanın" tutuklanmasının bedelini 80 milyonluk Türkiye'ye vize yasağı koyarak ödetmeye çalışmalarının başka izahı olamaz.
Türkiye de bu ABD kararına karşılık verdi.
Kimi muhalif şebelekler, ABD'nin kararına karşı tepki göstereceklerine, Türkiye'nin kararıyla akılları sıra eğlendiler.
Sosyal medyada "Ey Amerika" başlığı altında TT çalışması yürüttüler.
Hülasa, boyun eğmeyen, diz çökmeyen, zilleti kabul etmeyen iradeyle dalga geçtiler.
Bir de hiç utanmadan "İzmir'in dağlarında çiçekler açar" demeleri yok mu?
Ulan "Gladyo çiçekleri" olmuşsunuz haberiniz yok.
Behey köle ahlaklı müstağrip kafalılar!
Yaver Salih Bozok gözyaşları içinde Boğaz'a demirlenmiş İngiliz zırhlılarını gösterdiğinde Gazi Mustafa Kemal, "geldikleri gibi giderler" dememiş miydi?
Sonuç itibariyle "güneşin batmadığı imparatorluğa" posta koymanın, yani, "Ey İngiltere" demenin ifadesi değil midir bu?
Bu topraklarda, "geldikleri gibi giderler, hah hah ha" diyen (asker kaçakları dahil) hiç kimse çıkmadı.
Siz nerden nasıl çıktınız?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendi silahını gömdü 23 Kasım 2024 | 297 Okunma Onlara da yâr etmezmiş 21 Kasım 2024 | 609 Okunma Bombayı kendisi koydu 20 Kasım 2024 | 646 Okunma Haksız tartışma bu 19 Kasım 2024 | 911 Okunma İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla 16 Kasım 2024 | 1.469 Okunma