An gelir ölürsün, dünya "parantezin" kapanır; ebedi yurda
yolculuk başlar.
Öyle bir yolculuktur ki ayrım gözetmez; kadın erkek, yaşlı genç,
zengin yoksul, aydın cahil, ila ahir.
Melih Cevdet bu hakikati, tabutçunun ağzından
ironik bir dille anlatır: "Yeni tabutlarımız geldi / Bayanlar için
baylar için / Çocuklar için büyükler için / Kısalar, uzunlar,
şişmanlar için..."
Mademki doğdun illaki öleceksin!.. Bu yanıyla, öyle
bir "hastalıktır" ki hayat, yakasına
yapıştığını öldürmeden bırakmaz.
Tabutlarda "Her canlı ölümü tadacaktır" ayeti
yazar. Kimsenin aklına saçma sapan asabiyetler düşmesin diye başka
ne söz ne de sembol vardır.
Sessizce ve saygıyla yürünür cenazelerin ardından.
Geleneğimiz...