Geçen gün CHP'li bir akrabama rastladım; bu yıl ligler çok
şenlikli geçecek derken nasıl oldu anlamadım, muhabbet geldi
siyasete dayandı.
Evet, fanatik CHP'liydi ama 7 Haziran seçimlerinde HDP'ye oy
vermişti. (“HDP'ye verdim” demişti, ben de, “hayırlı olsun”
demiştim. Bitmişti. Yani, daha fazla uzatmamıştık.)
Yok hayır, Sayın Bahçeli'nin ifadesiyle, “Boğaz'da oturup viskisini
yudumlayıp HDP'ye oy veren şerefsizlerden” değildi.
Viski yerine “aslan sütü” içiyordu ama Boğaz görmeyen bir yerde
oturuyordu.
Ben, dedi, bu sefer MHP'ye vereceğim! Şoke oldum; “Hassssss….an
abi,” dedim, “sen beni okumaya mı başladın?”
Bir defasında “sen dâhil hiçbir yandaşı okumam ben” demişti. Demek
gizli gizli okuyordu.
***
Söz konusu naçizane yazımda, Sayın Bahçeli'nin 7 Haziran seçimleri
ardından yaptığı açıklamaya taban tabana zıt, tutarsız tavrı
nedeniyle, MHP'nin baraj altında kalma riskinin belirdiğini
dercetmiştim.
Erdoğan ve AK Parti düşmanlığıyla malul çevrelerin cenderesine
girmiş gibi hareket etmeye başlamıştı.
“Milletin ve devletin bekasını” günlük politik çıkarlara tercih
eden o Bahçeli gitmiş yerine tanımakta zorluk çektiğimiz başka bir
Bahçeli gelmişti. Sanki birileri el çabukluğuyla “Bahçelileri”
değiştirmişti.