Gevşeklik karakter bozukluğunun göstergesi olduğu kadar, tavır
sahibi olmak da sağlam karakterin göstergesidir.
Tavır sahibi olmak, gevşeklerin harcı değildir.
Folklorik değil, "fikrin öfkesinden" neşet eden tavırdan söz
ediyorum.
Orhan Evci adında bir arkadaşım vardı. Eski
yazılarımdan birinde onun daha çocuk denilecek yaşta, o vakitler
Mehmet Ali Aybar'ın partisine mensup babasının
başörtüsü takmaya karar veren kız kardeşini azarlaması üzerine,
babasıyla bir daha aynı rafa ayakkabısını bile koymadığını
dercetmiştim.
Söz konusu "ayakkabı" vurgusu merhum arkadaşımla
ortak arkadaşlarımızın dahi dikkatini çekmemişti.
Lakin, Alev Alatlı'nın dikkatini çekmiş, "Aynı
rafa ayakkabı koymamanın" ne kadar güçlü bir ifade olduğundan
sitayişle bahsetmişti.
O gün şöyle düşündüğümü dün gibi hatırlıyorum: Alev Alatlı'nın
Batı'ya gidip Doğu'ya varmasını sağlayan biricik etken tavır sahibi
olmasıdır.
Sonraki yıllarda, "Müslüman olmak kolay değildir... Ben ciddi
Müslümanım..." demesi de bu tavrın göstergesiydi zaten.
Müslüman olmak hem tahkik hem pratik ister, gerçekten de
kolay...