Herakleitos'ten beri "değişime" itiraz eden
çıkmaz. Hatta çokluk sevinçle karşılanır.
"Heraklit, Heraklit / suya kabil mi vurmak kilit?" demişti Nâzım
Hikmet.
Ben tam aksine isterim ki, her şey yerli yerinde dursun.
Dahası, mümkün olsa da Affan Dede'ye çek falan yazsam, satsa bana
çocukluğumu.
O derece...
Yazık ki elimizden bir şey gelmez, zaman akıp giderken her şeyin
değişmesi mukadderat.
Ah, Orhan Gencebay'ın şarkısındaki, "Yarabbim sen büyüksün / Durdur
geçen zamanı kulların gülsün!" duamız kabul olsaydı.
Olmadı.
Zaten olmayacak duaydı.
Biliyorum, kimse değişimin elinden kurtulamaz. Kant'a soracak
olursanız, tarihe yabancı olanın dışındaki her şey değişime
mahkûmdur.
Ne yapalım, zaman böyle bir şey.
Hayat böyle!