Birkaç hafta evvel FETÖ soruşturmasını yürüten savcı Evliya
Çalışkan'a suikast girişiminde bulunulmuştu.
Savcı Çalışkan, FETÖ'nün sosyal medya tetikçilerinin de
hedefindeydi.
Çünkü Hrant Dink cinayeti, ByLok'çu polisler ve MİT TIR'larının
durdurulması gibi kritik davalara bakıyordu.
Savcı Çalışkan suikastını, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın katili olan
DHKP-C üstlenmişti.
Nasıl oluyor mu?
DHKP-C karakteristik yapısıyla zerre miskal alakası olmayan “The
Cemaat”e (FETÖ) taşeronluk mu yapıyordu?
Olabilir miydi böyle şey?
Neden olmasın; “büyük patron” aynı olduktan sonra! Bu köşecikte kaç
kez dile getirmeye çalıştım: Bütün terör örgütlerinin nihayetinde
ABD ile ilişkisi vardır ve ABD'yle ilişkisi olmayan hiçbir terör
örgütü sürgit ayakta kalamaz.
Zaten FETÖ tastamam bir CIA yapılanması; PKK gündüz gözüyle YPG
üzerinden ABD'nin silah yardımı yaptığı taşeron; DEAŞ ise mezhep
çatışması için üretilen fitne maymuncuğu değil midir? DHKP-C de
malum…
***
FETÖ operasyonları ardından (FETÖ'nün emniyetteki şeflerinin
operasyon merkezi) C-5 Şube dağılınca, itiraflar da sökün
etmişti.