Demirel'in, ünlü bir "muhafazakâr" kanaat
önderi ve işadamı için "Duran trene asla binmez" dediği rivayet
olunur.
Münferit bir tutum değildir bu.
"Allah yürü ya kulum" deyince depara kalkan "girişimcilerin" ortak
özelliğidir.
Pragmatizmin de seküleri, dindarı olmaz. An gelir seküler bildiğin
"ultra dindar" olur, an gelir muhafazakâr bildiğin "âlemlere"
akar.
Demem o ki, omurgaları her duruma müsait kimi bürokratlar kadar
kıvrak değilse de bir yolunu bulup işini yürütürler.
Kapıdan kovsan bacadan duhul edecek kadar girişimci, tırnak kapsa
tuş edecek kadar da fırsatçıdırlar.
İktidar değiştiğinde anında yeni iktidarın trenine binmek için de
can atarlar.
Sayıları çok az da olsa "idealist" işadamları vardır ve onlar
elbette müstesnadır.
*** "Aşağıdakiler" doğası...