Salih Tuna Sabah Gazetesi

İnce’nin sarhoş olduğunu Kılıçdaroğlu mu söyledi?

İddianın sahibini şöyle tanımlamıştım: "Kılıçdaroğlu ve Gül'le yarenlik eden, bir ara Cumhurbaşkanı aday adayı da olan, vaktiyle 'İslamcı sokakta' arz-ı endam eden, 'siyasi şizofrenlere'...

17 Temmuz 2018 | 3.316 okunma

İddianın sahibini şöyle tanımlamıştım: "Kılıçdaroğlu ve Gül'le yarenlik eden, bir ara Cumhurbaşkanı aday adayı da olan, vaktiyle 'İslamcı sokakta' arz-ı endam eden, 'siyasi şizofrenlere' muhalif filozof olarak pazarlanan bir insan evladı..."
İddiası mı?
Unutmuş olamazsınız; Muharrem İnce'nin seçim gecesi ortalıkta görünmemesini, alkolü fazla kaçırıp televizyonların karşısına çıkamayacak duruma düşmesiyle açıklamıştı hani.
İnce arayıp "yok öyle bir şey" deyince de yanlış "bilgiyi" yaydığı için çok utanmış!
Hatta kendine saygısı zedelenmiş.
Hülasa, özür diliyor...
"Teyit ettim, kesin bilgi... Ben emin olmadığım bilgiyi paylaşmam..." diyerek pazarladığı mezkur iddiasının iftira olduğu ortaya çıkınca utanması da özür dilemesi de gayet normal.
Yine de tebrik ediyorum...
"İslamcı sokakta" ona buna gündüz gözüyle olmadık iftiralar atan nice utanmazlar var. Hâlâ özür dilemiş de değiller. Belki de utanmayacak kadar kalabalık olduklarındandır, bilemiyorum. ("Ben kimim Asuman nedir?" başlıklı yazımda bir kısmını anlatmıştım.)
Gelgelelim...
"Muhalif filozofumuzun" utanç içinde olduğunu dermeyan ettiği yazısının devamındaki satırlarından anladığım kadarıyla çok değişik bir "utanma" tarzı var.
Nasıl desem, "adamlık bende kalsın" der gibi.
Buyurun birlikte okuyalım: "Bir tarafta 'Evet ben gördüm alkollüydü' diyen güvendiğim insanlar, diğer tarafta 'Hayır, bu bana atılan bir iftira' diyen bir insan vardı. / İspat edecek durumda olmadığım için Muharrem İnce'nin söylediğini doğru kabul etmekten başka seçeneğimin olmadığını gördüm. / 'Dur bakalım' deyip yanlışımı sürdürmedim..."
Hadi tamam, yanlışını sürdürmemesi de güzel ama artık doğrusunu da yapması lazım.
Yani, İnce'nin seçim gecesi sarhoş olduğu için televizyonlara çıkamadığını söyleyen o kaynağını açıklamalı.
Sakın "haber kaynağı söylenmez" demesin, o artık haber kaynağı değil düpedüz bir iftira kaynağıdır.
Çok güvendiği o muhalif siyasetçinin kim olduğunu açıklasın ki bir başkası da aynı "yanlışa" düşmesin.
Hem neden açıklamasın ki?
Kendisine bu korkunç "utancı" yaşatan o muhalif siyasetçiyi ifşa etmemesinin özel bir nedeni mi var?
Yoksa o muhalif siyasetçi çok özel biri mi?
Geçenlerde CHP'li bir siyasetçi arkadaş aradı, "muhalif filozofumuzun" kaynağının Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi.
Haliyle şoke oldum!
"Saçmalama, bu kadarı da olmaz" deyince, "Halk TV'de, '15 milletvekilinin İYİ Parti'ye verileceğini Kemal Bey bana iki hafta öncesinden söyledi' diyen kimdi?." diye sordu.
"Ne bileyim, kimdi" karşılığını verince, "muhalif filozofumuzun" adını verdi.
Samimiyetlerine dikkat çektikten sonra da "sırdaş" derecede yakın olduklarını savladı.
"Kılıçdaroğlu seni bu dönem milletvekili yapmadığı için böyle konuşuyorsun; koskoca parti genel başkanı, partisinin cumhurbaşkanı adayı hakkında böyle iddiada bulunmaz..." dedim.
"Bilmesem söylemem" dedi, çaresiz sustum!
"Muhalif filozofumuz" şu kaynağını açıklasa da CHP'li o arkadaşı arayıp bi'güzel utandırsam!
Hep "muhalif filozofumuz" utanacak değil ya!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendi silahını gömdü 23 Kasım 2024 | 297 Okunma Onlara da yâr etmezmiş 21 Kasım 2024 | 609 Okunma Bombayı kendisi koydu 20 Kasım 2024 | 646 Okunma Haksız tartışma bu 19 Kasım 2024 | 911 Okunma İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla 16 Kasım 2024 | 1.469 Okunma