"Gerçek ortada: Tayyip Erdoğan, ABD'ye karşı mücadele cephesinde.
Vatansız sahte solcu, 'Tayyip Erdoğan karşıtlığı' perdesinin arkasına saklanarak ABD emperyalizminin cephesinde.
Bugün ya Tayyip Erdoğan ile birlikte ABD emperyalizmine karşı Türkiye gemisindesin ya da Amerika gemisindesin!
Üçüncü bir gemi yok!
Savaşlarda üç cephe olmaz..."
Bunları ve daha nicesini Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hayli zamandır dillendiriyor.
Malum güruh çok rahatsız tabii. Özellikle de Atatürkçülüğü "bozgunculuğa" meze yapmak isteyenler...
Panik içinde (küfür / hakaret eşliğinde) yaftayı yapıştırıyorlar: "Erdoğancı"...
Başka çareleri yok!
Yıllar yılı algı operasyonlarıyla zehirledikleri sosyolojilerini (gerçeklerden) korumaları lazım. Yoksa ayaklarının altından zemin kayacak.
Neden araştırsın sorgulasın, kolayı varken...
Kolayı?
Dedim ya: Yaftalamak!
Adını koydu mu kafası rahat ediyor nasılsa:
"Erdoğancı."
Perinçek'in ilk günden beri en sıkı "muhaliflerden" olmasının, hatta Erdoğan döneminde 6 yıl mahpus damında yatmasının ne önemi var!
Zamanla vehimler gerçekle yer değiştirir nasılsa.
Aynı şekilde...
Müstevli işbirlikçisi bozguncuların "Atatürkçü" maskelerini indirmek için Mustafa Kemal'in 6 Mart 1922'de TBMM'de yaptığı konuşmada, "Hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleri ile, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..." dediğini mi hatırlattın, anında yaftayı yersin:
"Kemalist."
Nasılsa bu mahallede de "yalapşap kafalı" zibil gibi müşteri var. *** Bir süredir FETÖ kontrolünde yayın yapan Cumhuriyet gazetesinin fabrika ayarlarına dönmesine nasıl ki sevgili Uğur Dündar sevindi, birileri de çok üzüldü.
Mesela...
Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili ve Türkiye Raportörü Kati Piri dün şöyle bir tweet attı: "Baskınların, adli süreçlerin ve gazetecilerinin tutuklanmasının ardından, bağımsız tek gazete Cumhuriyet, Başkan Erdoğan ile aynı çizgide olan aşırı milliyetçiler tarafından devralındı..."
Kati Piri'nin kavlince "bağımsız" gazete olmak için FETÖ ve PKK muhibbi olmak gerekiyor herhalde. Neyse.
Hayat böyle işte...
Siz Perinçek'e "Erdoğancı" yaftasını vurursunuz, an gelir Kati Piri de size.
"Cumhuriyet, Başkan Erdoğan ile aynı çizgide olan aşırı milliyetçiler tarafından devralındı" dediğine göre Cumhuriyet Vakfı'nın yeni yönetim kurulu üyelerinden (karakterli bir solcu olarak tanıdığımız) Şükran Soner dostumuz da "Erdoğancı" olmuş oluyor.
Hayırlı olsun...
Bu gidişle her namuslu fani bu "yaftayı" yiyecek galiba.
Şayet bu "yaftadan" kurtulmak istiyorsanız en az FETÖ ve PKK kadar "Erdoğan düşmanlığına" devam edeceksiniz Şükran Hanım.
Bu durumda da naçizane yazımızdaki iktibasta yer alan ABD emperyalizminin gemisine binmiş olursunuz.
Zira...
"Üçüncü bir gemi yok..."