Falanca adam şu görüşe veya şunlara yakındı niye bakan yapıldı
veya filan adamın çok hizmetleri oldu neden kabinede yer almadı
yollu yorumlar yapılacaktır.
“Neden kabinede yer almadım, çizik mi yedim, gözden mi çıkartıldım”
diye koyup kotaranlar da olacaktır.
E haliyle küskün hatta kırgınlar da çıkacaktır. Lakin bana
sorarsanız bu hiç de yakışık alan bir durum değildir.
“Kutlu yürüyüş” falan diyeceksiniz, ağzınızdan “dava” lafı
düşmeyecek ama makam mevki verilmeyince de küseceksiniz.
Gerçekten de bu “siyaset esnafı” benim pek anlayacağım bir “sınıf”
değil.
“Hizmet yarışı” deniliyor ama maşallah kimsecikler de “hizmetten”
kaçmıyor. Ben olsam kaytarırdım. En azından “hep ben mi hizmet
edeceğim arkadaş, azıcık da başkaları elini taşın altına koysun,
azıcık dinleneyim” derdim.
Bakıyorsun, adam her dönem bakan falan olmak istiyor. Olmayınca da
başlıyor mırın kırın etmeye.
Bülent Arınç mesela, torunlarımı severim diyordu, bi dakka rahat
durmadı. Akacak mecra bulsa kimsecikler durduramaz yani, o
derece.
Nasıl enerji biriktirdi o kadar kısa süre içinde, hayret. Öyle bir
enerji ki insanda “özgül ağırlık” bırakmaz maazallah.
Belki de siyaset biraz da böyle bir şeydir. Neyse sağlık olsun.
Sağlık dedim de aklıma geldi, Sağlık Bakanı değişti malumunuz.
Recep Akdağ yeniden Sağlık Bakanı oldu. Hayırlı olsun.