Farklı düşüneceğiz, onda ne şüphe. Zaten farklı düşünmeden
hiçbir "düşünce geleneği" oluşmaz.
Sonuna kadar da tartışacağız. Hakikat tartışarak ortaya çıkar.
Lakin...
Cemil Meriç "Bu Ülke" adlı eserinde, "Barika-i hakikat müsademei
efkardan doğar" darbımeselinden bahisle, "Hangi barika-i hakikat?"
diye sorar. "Zekalar birbiriyle savaşmaz. Kinlerin, peşin
hükümlerin, gizli çıkarların savaşı. Ve her mübâriz kendi
cephesinde muzaffer..."
Yazık ki ahvalimiz bu!
Yine de pes edemeyiz. İyiliği yayıp kötülükten sakındırmakla
mükellefiz. Elimizden başka da bir şey gelmez, kalplere hükmedecek
olan biz değiliz.
Hiçbir eleştiriye yüzümüzü buruşturamayız. Tam aksine eleştiri
nimettir. Tehlikeli olan goygoyculuktur.
Yüzümüze karşı biri bizi övüyorsa bundan hoşnut olmamamız gerekir.
Bu bizim kıymet ölçülerimizin arasındadır.
Farklılıklarımızın yerine ortak noktalarımıza odaklanarak
ittifaklarımızı artırmak zorundayız.
Çok büyük bir dayatmayla karşı karşıya olduğumuzu unutmayalım.
ABD'nin bir savunma silahı olan S-400'ler konusunda ülkemizi nasıl
tehdit ettiğini biliyorsunuz.