Salih Tuna Sabah Gazetesi

Keşke ‘Sembolik’ kadar kurnaz olsaydı

Bilgisizliğin, muvazeneyi dağıtmanın, idraksizliğin ve hatta madrabazlığın bile kendine göre bir izahı vardır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yok! Gerçekten çok üzülüyorum. Neden böyle diye...

20 Ağustos 2019 | 3.054 okunma

Bilgisizliğin, muvazeneyi dağıtmanın, idraksizliğin ve hatta madrabazlığın bile kendine göre bir izahı vardır.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun yok!
Gerçekten çok üzülüyorum. Neden böyle diye kendime sorup duruyorum, lakin tatmin edici bir yanıt bulamıyorum.
Yanlış anlaşılmasın, Kılıçdaroğlu'nu eleştirmek gibi bir niyetim yok.
Hele hele AK Partili arkadaşlar gibi "Kaset kumpasıyla CHP'nin başına getirilen hasbelkader bir genel başkandan ne beklenir ki zaten..." demek istemiyorum.
Madem CHP'li dostlarımızın ona itirazları yok bize de laf düşmez. Birbirlerini kurultaylarda falan görüp beğenmişler sonuçta.
Tamam, dilimin altındaki baklayı daha fazla saklamayacağım: Kutuplaşmaktan çok yoruldum.
Evet bildiniz; CHP'lilerle "kucaklaşmak" istiyorum. Yok yok, öyle "istikşafi" değil direkt kucaklaşmaktan bahsediyorum.
Hayır, şaka yapmıyorum. Şakadan zaten hiç hoşlanmam, ironiden de artık zevk almıyorum.
E tabi "kucaklaşmak" için de anlamaya çalışıyorum.
Takdir edersiniz ki anlamayınca tastamam kucaklaşmak mümkün olmaz. En azından randıman alınamaz.
Anlamaya da genel başkanlarından başlamamın doğru olduğunu düşünüyorum.
Fakat, Kılıçdaroğlu geçen gün öyle bir açıklama yaptı ki şaştım kaldım.
Aynen şunu dedi: "Doğu Akdeniz'de zengin petrol var, doğal gaz yatakları var. Amerika orada, Yunanistan orada, Kıbrıs Rum Yönetimi orada, Mısır orada, Katar orada... Hepsi orada. Bir tek devlet yok, Türkiye! Niye yok?... Hangi gerekçeyle yok Türkiye orada?.."
Tuhaf, çok tuhaf!
Türkiye'nin ve KKTC'nin haklarını korumak için Fatih, Yavuz ve Barbaros gemilerimizle Doğu Akdeniz'de bulunmamız nedeniyle Rum Kesimi kaç zamandır hop oturup hop kalkıyor.
Günlerdir haftalardır hatta aylardır bu konu o kadar konuşuldu ki sağır sultan bile duydu.
AB, Doğu Akdeniz'den çekilmemiz için tehdit etti; Mavi Vatan'ımızdan vazgeçmeyince de ambargo koydu.
Kılıçdaroğlu da aylarca sonra yaptığı söz konusu açıklamada "Türkiye Akdeniz'de neden yok" diyor!
Biz de Akdeniz'deki müstevli kuşatmasına karşı neden tek bir kelime etmiyor diyorduk...
Keşke demeseymişiz!
Bu açıklama cehalet sarhoşluğuyla izah edilemez. Zira bu seferki durum çok farklı. Öyle casus Parvus Efendi'yi "milli kahraman" zannetmesine hiç benzemiyor.
Bir fıkra olarak portresini çıkarma gayretinin dışında hiçbir rasyonel izahı yok.
Hadi 2017'den beri Akdeniz'de Barbaros gemimizle araştırma yaptığımızı bilmiyorsun bari şecaat arz etme.
Böylesi hamakat görülmemiştir!
Keşke diyorum Bodrum - İstanbul hattında çalışan "tamamen sembolik" belediye başkanı gibi biraz pratik zekalı olsaydı.
En azından Kanada Büyükelçisi'ni arar ondan sonra açıklama yapardı.
Bu arada hazır yeri gelmişken söyleyeyim: Kanada Büyükelçisi İstanbul'daki sel felaketi için ne düşünüyor bilemiyorum ama sorumluluğunu yerine getirmeli.
Öyle meteorolojiye suçu atmakla kurtulamaz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendi silahını gömdü 23 Kasım 2024 | 297 Okunma Onlara da yâr etmezmiş 21 Kasım 2024 | 609 Okunma Bombayı kendisi koydu 20 Kasım 2024 | 646 Okunma Haksız tartışma bu 19 Kasım 2024 | 911 Okunma İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla 16 Kasım 2024 | 1.469 Okunma