Dışarıda nerden baksanız 1 metre kar vardı. Ulaşım felç olmuş,
fırınların bile çoğu açılamamıştı.
Korkunçtu!
Ne ki, İstanbul'u afişleriyle donattığımız oyunumuzun prömiyerinden
vazgeçmeye hiç mi hiç niyetli değildik.
Yıl 1986'ydı.
Biz salonda en fazla bir sıra ya dolar ya dolmaz derken, Cağaloğlu
Halk Merkezi hıncahınç dolmuş, hatta birçok seyirci dışarıda
kalmıştı.
Oyunumuzda şöyle bir sahne vardı:
Eski kulağı kesiklerden, külyutmaz ağır bir abi, Kasımpaşa'da
sahibi olduğu kahvehanenin çay şeker ihtiyacını karşılayıp
döndüğünde, kahvehanenin dip köşesindeki bir masaya kurulan bir
delikanlının kitap okuduğunu dehşetle fark eder.
Burnundan soluyarak delikanlının yanına yaklaşır ve kitabı işaretle
sorar:
"Bu ne lan, bu?"
Delikanlı gayet şaşkınlıkla cevap verir: "Kitaaap!.."
"Yasak birader, burada kitap okumak yasak."