Gazeteci bir arkadaşımız 15 Temmuz sonrası bölge izlenimlerini
anlatırken, HDP'li bir siyasetçinin şöyle dediğini nakletti: “Yahu
biz yıllardır Kürtlere dışarı çıkın diyoruz, çıkmıyorlar; Erdoğan
kıçı kırık bir telefonla dışarı çıkın dedi; Kürtler bile dışarı
çıktı, o gün bugündür eve girmiyorlar…”
Hal budur.
Cemal Hasan familyası hasedinden ne kadar kudurursa kudursun,
efkarı umumiyenin fotoğrafı bundan ibarettir.
Hâlâ Kürtler neden Yenikapı'ya davet edilmedi diyen şebekler
var.
Kardeşim, Kürtler ilk günden beri meydanlarda, siz neden
bahsediyorsunuz. Kürtler İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da,
Diyarbakır'da, Muş'ta…
Dün de Türk kardeşleriyle omuz omuza aslanlar gibi
Yenikapı'daydılar.
Boşuna nefes tüketmeyin, bu milleti bölemeyeceksiniz?
Sahi sizin davet edilmedi dediğiniz Kürtler kim?
PKK'lı olmayan Kürtleri “cahş” (hain) ilan eden Cengiz Çandar'ın
Kürtleri mi?
Veya…
ABD'nin Kürtleri mi? Hani PKK'nın Suriye'deki uzantılarına “kara
kuvvetlerimiz” demişlerdi…
Arka kapılarda FETÖ mensubu Dumanlı Ekrem'lerle görüşenler, FETÖ'ye
kucak açanlar, bu milletin bin yıllık düşmanlarından medet umanlar
davet edilmedi, evet.
Lakin yurdunu alçaklara uğratmamak için göğsünü siper eden Kürtleri
davet etmeye bile gerek yoktu.
Zira onlar sadece davet edilenler değil, aynı zamanda davet
edenlerin ta kendileridirler.
İşte bunun için davet edilmediler. Birliğimizin, birlikteliğimizin
bizzat davetçisi oldukları için, yani, davet edilenlerden ziyade
davet edenler olduğu için.
Onlar bu kutlu davetin bu asil direnişin sahipleri olarak ilk
günden beri hep meydanlardadırlar.