"Soykırımcı İsrail'in yardımlara giriş izni vermemesi yüzünden
Gazze'de çocuklar açlıktan ve susuzluktan ölürken
değil İsrail'le ticaret yapmak, İsrail'e yağmurlu havada bir
damlacık su vermenin bile izahı olmaz" demiştim.
Gazze soykırımının henüz ilk aylarıydı. İsrail'le ticaret iddiaları
o vakitler ayyuka çıkmamış olsa da "şüyuu vukuundan beter"
mesabesindeki bu yüz kızartıcı iddia behemehal mahkûm
edilmeliydi.
Ne yazık ki hayli zaman sessiz kalındı. Bu süre zarfında mahut
iddia daha da yaygınlaştı. Buna paralel olarak da "Katil İsrail'le
ticaret yapıldığı" algısı yerleşmeye başladı.
Sonra iddialar malumunuz yalanlandı.
Fakat, belirli bir süre sonra (2 Mayıs'ta) Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın kesin talimatıyla İsrail'le
ticaretin sona erdirildiği açıklanınca (yapılmayan şey sona
erdirilemeyeceğine göre) önceki "yalanlama" zevale uğradı. Bu da
ister istemez belirli bir güven erozyonuna neden oldu.
Bundan sebep, en yetkili ağızlar İsrail'le ticaret yapılmadığını
delilleriyle ortaya koyuyor, tüm iddiaların iftiradan ibaret
olduğunu dile getiriyor ama algı bitmek bilmiyor.
Üstelik, Filistin Ulusal...