Artık herkes bunun farkında: Türkiye canını dişine takmış İkinci
İstiklal Savaşı'nı veriyor.
El Bab'taki operasyonlar da bunun ifadesidir.
Gönül ister ki, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu da tez zamanda
bu hakikate uyansın.
İnsanların tanklarla ezildiği, Meclis'in savaş uçaklarıyla
bombalandığı o gece, “dikkatle izliyoruz” dediği için “uyanması”
zaman alabilir.
Hiç değilse, “Ne işimiz var Suriye'de” diyerek kimsecikleri
uyutmaya kalkışmasın.
Unutmasın ki daha dün, PKK'nın PYD kolunu kurtarmak için
Suriye'deki Kobani'ye müdahale edilmesi için Meclis'ten tezkere
çıkarılmasını kendi partisi istemişti.
O vakit ona, “Ne işimiz var Suriye'de” diyen oldu mu?
İkinci İstiklal Savaşı verdiğimiz şu günlerde kimseciklerin avuruna
zavuruna bakacak halimiz yoktur.
O hayasız o kahpe saldırıyı 15 Temmuz'da püskürttük ama bitmedi,
bitmediler.
FETÖ'nün arkasındaki gücü hesaba katmayanlar, ne var ki, belleri
kırıldı, tasfiye ediliyorlar, diyebilirler.
Görmüyorlar!..
ABD sadece FETÖ'yü değil, tüm taşeronları bize karşı harekete
geçirdi. “Kara kuvvetlerimiz” dedikleri, gündüz gözüyle silah
yardımı yaptıkları PKK / PYD herkesin malumu.
Ya DAEŞ?
Trump, Irak laboratuvarında üretilen bu örgüt hakkında tevekkeli,
“annesi Hillary” dememişti.
Baksanıza, El Bab'ta “çocuklarını” kurtarmak için nasıl da
şeytanlık yapıyorlar.
Biz El Bab'a girince anında Rakka operasyonunu ertelediler. DAEŞ bu
sayede Rakka'daki gücünü El Bab'a sevk etti. (Allah'tan ABD
“stratejik müttefikimiz,” ya düşmanımız olsaydı!)
Moskova'da 20 Aralık'ta imzalanan Rusya, İran ve Türkiye'yi Suriye
ile muhalifler arasındaki görüşmelerin garantörü konumuna getiren
anlaşmayı da torpillemek için harekete geçtiler.
Düne kadar kıllarını kıpırdatmazken, birdenbire “muhaliflere” silah
yardımı yapmaya başladılar…
Her türlü şeytanlığı deniyorlar. Mesela, Suudi Arabistan'ı
fişteklemek için, bakın Türkiye sizi Suriye konusunda masanın
dışında tuttu, diyorlar.
Sadece ABD değil, Türkiye'nin bölünmesini isteyen Avrupalı
“dostlarımız” da Rusya, İran ve Türkiye'nin Suriye “görüşmesinden”
müthiş şekvacı.
Bakınız, Almanya gazetesi (Frankfurter Allgemeine Sonntag) editörü
Thomas Gutschker ne yazmış: “Görüşmede Suriye'deki kanlı savaşa
karşı diplomatik yollar aramış olan Almanya ve Fransa gibi birçok
ülke eksik. Oysa bir yıl önce büyük umutlarla başlayan Viyana
sürecinin parçasıydılar fakat şimdi yalnızca izliyorlar…”