Stefan Zweig "Dünün Dünyası" adlı eserinde Almanların
karakterinin büyük felakete yol açacağını öngördüğünü ve herkesi
uyardığını anlatır.
Ne ki hiçbir uyarısı işe yaramaz, İkinci Dünya Savaşı patlak verir.
Zweig o kadar ümitsizliğe kapılır ki 42'de eşiyle (Lotte) birlikte
intihar eder.
Oysa mesele Almanların karakteri değil, kapitalizmin
karakteridir.
Zira kapitalizmin büyük krizlere karşı pratik önerisi savaştır...
İkinci Dünya Savaşı'nın sahici nedenlerini 1929 ekonomik buhranında
aramak lazımdır.
Zweig insanların korkunç savaşlarla birbirini yok etmesine karşı
"sanatı" çözüm önerisi olarak sunar
Peki "sanat" bu işin altından kalkabilir mi?
İnsanın "yatışmaz yapısına / uyumsuzluğuna" hiç kuşkusuz iyi gelir.
Ne ki sanat da her şeyden evvel insanın bu yapısından doğar.
Evet, sanat insanın kendisini tanımasına yardımcı olabilir.
Merhum Nuri Pakdil ustamız bu nedenle "Dostoyevski okumayanlara
ehliyet verilmemeli..." demişti.
Gel gör ki, Ukrayna krizinde Dostoyevski bile yasaklanmıştı. Ne
müthiş bir "ironi" değil mi? Büyük savaşın önünü açmak için mıntıka
temizliği...