Şule Gürbüz'ün "Kıyamet Emeklisi" adlı müthiş romanının ardından
Zülfü Livaneli'nin en son romanı "Kaplanın Sırtında"sını okuyup da
"roman zevkime" eziyet edecek değildim.
Haliyle dönüp bakmadım.
Ne ki, Aydınlık'tan Utku Reyhan'ın "Kaplanın Sırtında" hakkındaki
dünkü yazısını okudum.
Hayır, söz konusu romanı merak ettiğim için değil, "Livaneli'nin
bira içen halife sevgisi" diye son derece dikkat çekici başlık
seçtiği için okudum. Zaten mezkûr serlevhadan hareketle roman
"değerlendirmesi" olduğunu saptayamazdım.
Utku Reyhan, "Romanın amacı" ara başlığı altında "Kaplanın
Sırtında"nın "amacını" ve "mesajını" ele almış.
Başkalarını bilmem ama ben romanda amaç aramam....