Bursalı işadamı Cavit Çağlar vaktiyle
merhum Mesut Yılmaz'a, "Yavşaktır, beni konuşturmasın, onu
sokağa çıkamaz hale getiririm!.." şeklinde hakaret edince mesele
mahkemeye taşınmıştı.
Tabiri caizse "Yavşak davasında" mahkeme, Cavit Çağlar'ı
tazminat cezasına çarptırmıştı.
Kimse kimseye "yavşak" diye hakaret etmesin diye (güya) emsal bir
karardı.
Ne ki tazminat cezası 1000 (bin) TL gibi bir şeydi. Yani, koca
işadamı için çerez parası bile değildi.
Sadece şuna faydası oldu: Mahkeme kararıyla "yavşak" demenin
ücretini tüm kamuoyu öğrenmiş oldu.
Haliyle caydırıcı olması bir yana, cebine bin lira koyan istediğine
ağız dolusu "Yavşak" diyebilirdi.
Zaten o vakitler epey mavra yapılmıştı.
Varsayalım ki, CHP herhangi bir holdinge karşı tüm
paydaşlarını ve trollerini harekete geçirerek sistemli bir algı
kampanyası başlatmış. Afiş ve pankartlarla aylarca yaygara
koparmış.
İddiaları da, söz konusu holdingin içinin boşatıldığı, kasasının
tamtakır olduğu, patronunun da paraları zimmetine geçirip
yurtdışına kaçtığı şeklinde olsun.
Sonuç ne olur?
O holding, Koç Holding dahi olsa, en azından borsada
milyarlar kaybeder değil mi?
Dahası, sarsılır, bir daha da kendini zor toparlar!
Peki milyarlar kaybeden o holding mahkemeye başvursa, mahkeme de
oybirliğiyle tüm iddiaların iftiradan ibaret olduğunu hükme
bağlayıp CHP'yi 60 bin TL para cezasına çarptırsa
"adalet" sağlanmış olur mu?
Bir başka ifadeyle, bu ceza onca maddi ve manevi zarara uğratılan
holdingin "yarasına" merhem olur mu?
Tamam, iftiraya maruz kaldığı tescil edilmiş olur. "Çamur at
yapışmasa da izi kalır" darbımeselini ne yapacağız peki?
CHP ve paydaşlarının Berat
Albayrak hakkındaki "128 milyar
dolar" iftirası, malumunuz, geçenlerde mahkeme
tarafından tescillendi.
CHP itiraz etti fakat üst mahkeme tarafından reddedildi.