BD Başkanı Biden'ın, "Global Demokrasi Zirvesi"ne
katılacak 106 ülkenin arasında Türkiye'nin yer almayacağına
dair haberlere muhalif güruh pek sevinmişti.
Babacangillerin (Davutoğlu vesaire) medyası zevkten dört köşe
olmuştu.
Erdoğan Türkiye'sini tahfif etmek için müthiş kıyaslamalar
yapmışlar; Angola ve Gana gibi ülkeler bile
davet edilmiş ama 106 ülke arasında bir tek Türkiye yer almamış
demişlerdi.
"ABD müttefiklerinden" olduğumuz halde davet edilmediğimizin altını
çizmeyi ihmal etmemişlerdi.
Her zaman olduğu gibi Türkiye'ye yine Atlantik'ten
bakmışlardı.
Yani, "Türkiye'yi Angola'dan daha kötü duruma düşürdünüz!.."
demeye getiriyorlardı.
E tabii, "NATO üyesi olmayan ülkeleri bile davet ettiğiniz zirveye,
Türkiye'yi nasıl davet etmezsiniz? Böyle müttefiklik olur mu?"
diyecek halleri yoktu ya!
Nerden bakarsanız ordan görürsünüz.
Zirve de zirveymiş ha! Amacı otoriter rejimlerin güçlenmesine
karşı demokrasiyi ve insan haklarını savunmakmış.
Ne ki, darbesini arkaladıkları Sisi'nin ülkesi davet edilenler
arasında.
Demek ki 15 Temmuz'a direnmeseydik davet listesinin en
başında, belki de şeref konuğu olarak yer alacaktık.
Merak ettiğim şu:
Babacangiller dahil küresel dünya sistemi yandaşı muhalif
güruh, Ukrayna - Rusya savaşı dolayımında "ortalığa
saçılanları" görüp biraz olsun mahcup olmuş mudur acaba?
Yoksa mahcup olamayacak kadar Atlantikçiliğe mı batmışlar?