"Batı haktan/haklıdan değil, güçten/ güçlüden yanadır" diyoruz ya, sanılmasın ki sadece "öteki" addettiklerine karşı bu böyledir.
Kendi aralarında da belirleyici olan budur.
Uluslararası hukuk, demokrasi, insan hakları, serbest piyasa ve daha nesi varsa teferruattan ibarettir. Esas olan çıkarlarıdır.
Hele ki ABD'nin eline bu konuda hiçbiri su dökemez. Şayet menfaati yoksa dostluk veya vefa gibi motivasyonlarla kılını kıpırdatmaz.
O kadar ki, tarih boyunca yanında saf tutan İngiltere bile söz konusu "bencillikten" nasibini almıştır... ABD, Normandiya sahillerinde onca kayıp veren İngiltere'nin yardım çağrılarına, çıkarını garantiye alıncaya değin kayıtsız kalmıştır. Bunu da "stratejik hesaplar" kapsamında yutturmuştur.
ABD'nin huyu budur: İki dünya savaşına da sonradan girmiş, "kasa" misali hep kazanan olmuştur. Böylece altın yerine geçecek kâğıtlarını (doları) dayatmış, kendisine çalışan dünya düzenini kurmuştur.
İsterseniz bir de yakın tarihten misal verelim:
Avustralya'nın 12 denizaltı inşa etmesi için Fransa'yla yaptığı sözleşmeyi ABD (2021'de) iptal...