PKK'ya silah veriyorsunuz denildiğinde, önce
inkâr etmişlerdi.
Belgesi önlerine konulunca...
Gündüz gözüyle sevkiyat yapmaya başladılar.
Hem de binlerce TIR.
Mesela, Türkiye'nin Suriye - Karaçok'ta teröristlerin silah
yuvasını vurmasının ardından ABD, PKK'ya 1 ayda (evet yanlış
duymadınız sadece 1 ayda) tam 809 TIR silah gönderdi.
Haliyle...
"Sen bizimle mi yoksa PKK ile mi müttefiksin; bu ne menem stratejik
ortaklıktır" yollu Türkiye isyan etti.
"Onlar PKK değil..." cevabını verdiler.
PKK'nın Suriye kolu oldukları kanıtlanınca da, "Bu taktik
ilişkidir" dediler; "DEAŞ'a karşı kullanıp atacağız onları..."
Kimsecikler yemedi tabii.
En azından, "Neden hava savunma silahları veriyorsunuz, DEAŞ'ın
hava gücü mü var" diye soruldu...
Bilmiyorum, yine bir şey bulup dediler mi?
Benim bildiğim şudur: Bu işlerde belge melge fasa fisodur.
Tıpkı...
ABD'nin bin TIR belge göndersek de FETÖ elebaşını teslim etmeyeceği
gibi.
Ancak Öcalan gibi teslim ederler.
Yani, işlerine geldiği zaman...
Uzun lafın kısası: Bu işlerin hukukla adaletle uzaktan yakından
alakası yoktur.
Varsa da...
Marangoz imamdan aldığı direktiflerle hüküm veren FETÖ'cü yargı
mensupları kadardır.
Evet böyledir.
Bakın işte, Hrant Dink'in katili FETÖ'nün elebaşı hakkındaki
kararlarını onca zaman geçti hâlâ vermediler.
Fakat...